Medikal Onkolog Doç. Dr. Gürbüz Görümlü, alkolün bağırsak bakterilerini değiştirerek kanserlerin büyümesinde ve yayılmasında rol oynayabildiğini belirtti. Aşırı alkol tüketiminin yemek borusu kanseri, baş ve boyun bölgesi kanserleri, meme, kalın barsak, karaciğer ve mide kanserlerine yakalanma riskini artırdığı ifade edildi. Ancak, insanların yarısından fazlası alkolün kanser riskini artırdığını bilmiyor, bu durum endişe verici olarak değerlendiriliyor.
Doç. Dr. Görümlü, alkolün bağırsak florası üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Haftada birden daha az alkol tüketimi düşük alkol tüketimi olarak kabul ediliyor. Aşırı alkol tüketimi, erkeklerde günde 2, haftada toplam 14 kadeh, kadınlarda ise günde 1, haftada toplam 7 kadeh olarak tanımlanıyor. Bu miktarlar, araştırmalar sonucunda belirgin risk artışıyla ilişkili bulunuyor.
Son yıllarda bilim insanları, ölçülü içki içmenin sağlık açısından faydalı olduğu fikrini yeniden gözden geçiriyor. Alkol tüketiminin altı farklı kanser türüne yakalanma riskini artırdığı belirtiliyor. Ancak, tüketicilerin genellikle bunun farkında olmaması dikkat çekiyor.
Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği'nin 2024 kanser ilerleme raporuna göre, son 10 yılda 50 yaşın altındaki yetişkinlerde meme kanseri ve kalın barsak kanserinin giderek artan oranlarda görüldüğü kaydedildi. Alkol kullanımının bu eğilimi yönlendiren faktörlerden biri olduğu vurgulanıyor.
Medikal Onkolog Görümlü, yeni kanser ilaçlarının geliştirilmesi ve genel sağ kalım oranının artırılmasına yol açan bilimsel gelişmelerin son yıllarda arttığını belirtti. Ancak, bazı kanser türlerinin genel görülme sıklığının açıklanamayan bir şekilde artması endişe verici bir durum olarak değerlendiriliyor.
Doç. Dr. Görümlü, alkolün bağırsak mikrobiyomu üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladı. Alkol, bağırsak bakterilerini değiştirerek kanserlerin büyümesinde ve yayılmasında rol oynayabiliyor. Avustralya'da yapılan bir araştırmada, DNA hasarına yol açabilen bir bakteri türü tespit edildiği belirtildi.
Bağırsak mikrobiyatasının kanser seyrindeki önemi giderek daha fazla kabul ediliyor. Alkol tüketiminin, kadınlarda meme kanseri riskini artıran östrojen hormonunun seviyelerini yükseltebildiği düşünülüyor. Bu nedenle, alkol tüketimini azaltmak, kadınların bu hastalığa yakalanma riskini değiştirebilecekleri yollar arasında yer alıyor.
Doç. Dr. Görümlü, insanların yarısından fazlasının alkolün kanser riskini artırdığını bilmediğini belirtti. Tüm kanser vakalarının yüzde 40'ının değiştirilebilir risk faktörleriyle ilişkili olduğu tahmin ediliyor. Tütünden kaçınmak, sağlıklı bir diyet ile ideal kiloyu korumak, alkol tüketimini azaltmak gibi önlemler öneriliyor.
Ultraviyole radyasyondan kaçınmak, kirleticilere maruziyeti en aza indirmek ve düzenli egzersiz yapmak, yaşamın değişmez bir parçası olmalıdır. Bu koruyucu önlemler, kanser riskini azaltma konusunda önemli bir rol oynamaktadır.