Glokom, göz içi basıncının yüksekliği ile gelişen ve kalıcı körlüğe yol açabilen bir hastalıktır. Dünya genelinde körlüklerin yaklaşık yüzde 20’sine neden olan bu hastalık, genellikle sinsi bir şekilde ilerler. Göz tansiyonu olarak bilinen glokom, erken teşhis edilmediğinde geri dönüşü olmayan görme kayıplarına yol açabilir. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Selim Kocabora, bu tehlikeli hastalığa karşı farkındalık yaratmak amacıyla önemli uyarılarda bulunmuştur.
Göz tansiyonunun yüksek olması, ileri yaş, aile öyküsü, sigara kullanımı, uyku apnesi, hipertansiyon, göz yaralanması ve diyabet gibi etkenlerin glokom riskini artırdığını belirten Prof. Dr. Kocabora, “Hastalık, en büyük tehlikesini fark edilmediğinde gösteriyor; çünkü ilerledikçe geri dönüşü olmayan görme kayıplarına yol açıyor.” demektedir. Glokom, bir katarakt gibi ameliyatla düzeltilebilen bir hastalık değildir. Tedavi edilmediğinde görme kaybı kaçınılmaz olmaktadır.
Bu nedenle 40 yaş üstü herkesin düzenli göz muayenesi olması gerektiğini vurgulayan Kocabora, “Özellikle ailesinde glokom öyküsü bulunanlar, bu kontrolleri ihmal etmemeli.” şeklinde uyarıda bulunmaktadır. Erken teşhis, glokomun ilerlemesini önlemek için kritik bir adımdır ve bu nedenle göz sağlığına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Glokom tanısının konulabilmesi için göz içi basıncının ve göz dibi muayenesinin düzenli olarak yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kocabora, “İlk aşamada göz damlalarıyla tedaviye başlıyoruz.” demektedir. Eğer bu yeterli olmazsa lazer tedavisi uygulanmaktadır. Lazer tedavisinin de yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilmektedir. Bu süreçte, hastaların düzenli kontrolleri ihmal etmemesi büyük önem taşımaktadır.
Gençlerde ve hatta yeni doğan bebeklerde bile glokom görülebileceğini ifade eden Kocabora, göz travması geçirenler, yüksek miyopisi olanlar ve aile geçmişinde glokom bulunan bireylerin daha büyük risk taşıdığına dikkat çekmektedir. Bu nedenle, düzenli muayene hayati bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.
Glokomun önlenmesi ya da ilerlemesinin engellenmesi için erken teşhis kadar, yaşam tarzı değişikliklerinin de büyük önemi bulunmaktadır. Prof. Dr. Kocabora, “Sigara kullanımının azaltılması, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmesi, uyku apnesinin tedavi edilmesi ve hipertansiyonun kontrol altına alınması gibi faktörler, glokom riskini azaltmaya yardımcı olabilir.” şeklinde açıklamada bulunmaktadır. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir.
Glokomda erken teşhis, tedavinin başarı oranını artırır ve görme kaybının önüne geçilebilir. Bu nedenle 40 yaş üstü bireylerin yılda bir kez göz muayenesine gitmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.” diyerek, göz sağlığının önemine vurgu yapmaktadır. Bu tür önlemler, bireylerin yaşam kalitesini artırabilir ve görme kaybı riskini azaltabilir.