Kolon kanseri, dünya genelinde her yıl yaklaşık iki milyon insanı etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Ülkemizde ise yaklaşık 20 bin kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. Kolon kanseri, en yaygın görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer alırken, kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ikinci sıradadır. Bu hastalığın tehlikesi, genellikle belirti vermeden sinsice ilerlemesidir.
Kolon kanseri, dünya genelinde en yaygın görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Her yıl yaklaşık iki milyon insan bu hastalığa yakalanıyor. Ülkemizde ise bu sayı yaklaşık 20 bin olarak belirtiliyor. Kolon kanserinin en önemli özelliği, genellikle ileri aşamalara kadar belirti vermeden ilerlemesidir. Bu durum, hastalığın erken teşhis edilmesini zorlaştırmaktadır.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Arzu Tiftikçi, kolon kanserinin düzenli kolonoskopi taraması ile önlenebileceğine dikkat çekiyor. Kolon kanserinin en yaygın nedeni olan poliplerin tümörleşme süreci on yıldan uzun bir zaman alabiliyor. Bu nedenle, kolonoskopi ile polipler henüz tümöre dönüşmeden yakalanabiliyor.
Kolon kanseri, birçok risk faktörü ile ilişkilendirilmektedir. Yaş, ırk, erkek olmak, inflamatuar bağırsak hastalığı varlığı gibi faktörler değiştirilemez risk faktörlerini oluşturuyor. Ayrıca, ailede kolon kanseri öyküsü, genetik sendromlar ve yaşam tarzı gibi değiştirilebilir risk faktörleri de bulunmaktadır.
Kolon kanserinin belirtileri genellikle başlangıç evresinde fark edilmez. Ancak, bazı yaygın belirtiler arasında daha sık veya daha az tuvalete gitme, kabızlık veya ishal, dışkıda kan görülmesi ve karın ağrısı yer alıyor. Bu belirtiler göz ardı edilmemeli ve bir uzmana danışılmalıdır.
Kolon kanserinin önlenebilir bir kanser türü olmasının en önemli nedeni, düzenli kolonoskopi taramalarıdır. Sağlık Bakanlığı, 50-70 yaş arasındaki tüm kişilerin taranmasını hedefliyor. Kolonoskopi sırasında, kansere dönüşme potansiyeli taşıyan polipler tespit edilip çıkarılabiliyor. Bu sayede, kolon kanserinin gelişimi önlenebiliyor.
Prof. Dr. Tiftikçi, hiçbir yakınması olmasa bile herkesin 45-50 yaşından itibaren kolonoskopi yaptırması gerektiğini vurguluyor. Ailede kolon kanseri öyküsü olan kişilerin ise tarama programlarına en geç 40 yaşında başlamaları önerilmektedir.
Kolon kanseri erken evrede tespit edildiğinde, tedavi süreci oldukça başarılı geçebiliyor. Histopatolojik tanı konulduktan sonra, hastalığın evresi belirleniyor ve tedavi yaklaşımları buna göre şekilleniyor. Erken evrelerde tedavi amacı, tümörün tamamen çıkarılmasıdır.
Prof. Dr. Tiftikçi, polip sapına kadar ilerlememiş tümörlerde polipektomi yönteminin yeterli olduğunu belirtiyor. İleri evrelerde ise cerrahi müdahale, kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi süreci devam etmektedir. Bu sayede, hastaların yaşam kalitesi artırılmaya çalışılmaktadır.